Günümüz iş dünyası hızla değişiyor ve bu değişimle birlikte işe alım ve yetenek yönetimi süreçleri de evriliyor. Geleneksel mülakatlar ve değerlendirme yöntemleri işverenlerin doğru yetenekleri bulmalarında yeterli sonuç veremezken, adayların gerçek dünya senaryolarına nasıl yaklaştıklarını daha iyi ortaya çıkaran vaka çalışmaları ve durumsal yargı testleri, işe alım sürecinde olağanüstü etkiler yaratarak, yüzlerce aday içerisinden en uygun adayı bulmaya çalışan işe alım profesyonelleri ve hayalindeki işi arayan adaylar için bir çok avantaj ve kolaylık sunuyor:
1. İşe Alım Sürecinize Güven Katar
Bir adayı sadece özgeçmişi ve mülakat performansına bakarak işe aldığınızda, becerilerini veya iddialarını doğrulamamış olursunuz. Adayların özgeçmişlerinde yetenek ve becerilerini abartma ve süsleme olasılığı göz önüne alındığında, bu riskli bir yaklaşım olacaktır.
- HireRight'in 2019 yılında gerçekleştirdiği bir anket, katılımcıların %84'ünün başvuru formlarında veya özgeçmişlerinde yalan söylediğini veya abarttığını belirttiğini gösteriyor.
- Society for Human Resource Management (SHRM) tarafından yapılan bir çalışma, işe alım sürecinde adayların %53'ünün iş tecrübelerini abarttıklarını veya şişirdiklerini ortaya koyuyor.
- CareerBuilder'ın yaptığı bir ankete göre ise, iş arayanların %75'i en az bir kez iş arama sürecinde yalan söylediğini veya gerçeği abarttığını belirtiyor.
- 2022 ResumeLab araştırmasına göre Amerikalıların %36'sı özgeçmişlerinde yalan söylediğini itiraf ediyor. Bu çalışmaya göre anket katılımcılarının %27'si deneyimleri hakkında, %18'i becerileri hakkında, %17'si ise iş görevleri hakkında yalan söylemiş.
Bu oranlar oldukça yüksek ve söylenen yalanları adayları işe alıp birlikte çalışmadan anlayabilmek oldukça zor. İşe alım sürecinizin bir parçası olarak vaka çalışmaları uygulamak, işe almadan önce işi gerçekte kimin gerçekleştirebileceğini kolayca görmenize olanak tanır. Adayları rolde karşılaşmaları muhtemel senaryolara yerleştirerek, seçilen adayın rol için en uygun kişi olduğundan emin olabilirsiniz.
Uyguladığınız vaka çalışması için kullanımı kolay ve dijital bir ürün tercih etmek sürecinize ekstra bir güvence katar. Tercih edeceğiniz ürünün yapay zeka tabanlı olması, beceri değerlendirmesini derinlemesine yapıp zorlu işlerle ilgilenerek, adayları tercihlerinize göre otomatik olarak derecelendirmesini ve sıralamasını kolaylaştıracaktır.
2. Adaylara İşin Gerçekçi Bir Önizlemesini Sunar
Günümüz rekabetçi iş dünyasında, işveren markasına ve aday deneyimine verilen önem, bir şirketin uzun vadeli başarısının temelini oluşturuyor.
En can alıcı noktalardan biri ise vaka çalışmalarının, sadece işveren için değil, aynı zamanda adaylar için de son derece faydalı ve gerekli olması. Bu uygulamalar başvuru sahiplerine, rolün günlük görevlerini ve beklentilerini anlama fırsatı sunarak, şirket kültürü ve ekibi hakkında daha fazla bilgi edinmelerini sağlıyor. Böylece, adaylar rol ve şirketin kendi beklenti ve arayışlarına uygun olup olmadığını kolaylıkla anlayıp, başvurdukları rol ve/veya şirket beklentisine uymuyorsa alternatif seçimlerle devam edebiliyorlar. Rolden memnun kalma ihtimalleri yükseliyor, iş şoku nedeni ile ayrılma olasılığı ise azalıyor. Bu yaklaşımın sonucu tahmin edersiniz ki şirketlerin çalışan değişim oranını ciddi anlamda azaltıyor.
3. Çeşitliliği ve Katılımı Arttırır
Çoğu geleneksel işe alım yöntemi hala üniversite diplomasını veri olarak kullanıyor ve doğrulama yapmak yerine varsayım ile değerlendirme yapıyor.
Adayları vaka çalışmasından geçirmek, işletmelerin adayın rolle iyi bir eşleşmesi olup olmadığını belirlemek için üniversite derecelerine güvenme zorunluluğunu ortadan kaldırıyor. Derece, işe alım yöneticilerine bir adayın bilgisi ve belirli bir çalışma alanına olan ilgisi konusunda fikir verse de, iş performansının veya adayın bir pozisyona uygunluğunun net bir göstergesi olamıyor.
Vaka çalışmalarını kullanmak, kurumunuzu, becerilerini iş başında eğitim ile veya kendi kendine öğrenme gibi geleneksel olmayan yöntemlerle geliştirmiş olabilecek adaylara açar. Bu, işverenlerin daha az temsil edilen topluluklardan adaylar da dahil olmak üzere daha geniş bir yetenek havuzuna erişmesini sağlar ve seçilen adayın bu rol için mümkün olan en iyi kişi olduğuna dair somut veri elde etmelerine imkan tanır.
Peki işyerinde çeşitlilik neden önemlidir? Katılımı, yenilikçiliği ve üretkenliği artırmanın yanı sıra, çeşitlilik içeren bir çalışan yelpazesinin şirketin kârlılığına da fayda sağladığını gösteren bazı verileri inceleyelim.
- McKinsey'e göre kültürel ve etnik çeşitlilik açısından ilk %25'e giren kuruluşlar, en düşük puana sahip %25'lik şirketlerden %36 daha kârlı.
- Boston Consulting Group (BCG)’un 2018’de yaptığı araştırma ise, çeşitlilik ve kapsayıcılık ilkelerine bağlı kalan şirketlerin yenilikçilikte daha başarılı olduklarını ve gelirlerinin %19 daha fazla olduğunu gösteriyor.
- Harvard Business Review (HBR)’de yayımlanan bir makalede, çeşitlilik içeren ekiplerin, daha fazla yenilikçi fikirlerin ortaya çıkmasına ve daha yaratıcı çözümler bulunmasına olanak tanıdığı ve bu şirketlerin %19 puan daha yüksek inovasyon gelirleri olduğunu belirtiyor.
4. Önyargıyı Azaltır
Aday özgeçmişi tarama ve mülakat yapılması gibi geleneksel yöntemler aslında bilinçdışı önyargılarla doludur. Sorunu ele alan birkaç önemli istatistiğe daha detaylı bakalım:
- 2011 yılında Kanada'da yapılan bir araştırmanın araştırmacıları, çevrimiçi iş ilanlarını açmak için 13.000 rastgele özgeçmiş göndermiş. Araştırma,isimleri İngilizce olan özgeçmişlerin geri aranma ihtimalinin %39 daha yüksek olduğu sonucuna varmış.
- Chicago Üniversitesi, Düşük Ücretli İşgücü Piyasasında Ayrımcılık: Bir Saha Deneyi araştırması ile, ABD'deki düşük ücretli iş piyasasında yaşanan ayrımcılığı incelemiş. Bulgular,kadınlar ve Afro-Amerikalılar gibi grupların işe alım sürecinde ciddi bir ayrımcılıkla karşı karşıya olduğunu ortaya koyuyor.
- 2016 yılında yapılan bir araştırma, işe alım süreçlerinin kapsayıcı olup olmadığını değerlendirmek için iş ilanlarında çeşitlilik yanlısı bir dil kullanan firmaları test etmiş. Ne yazık ki bu araştırma da, bu ifadelerin ayrımcılığın azalmasını sağlamadığı sonucuna varıyor.
- Yale Üniversitesi'nde yapılan bir araştırma, bilim fakültesi üyelerine, potansiyel bir laboratuvar yöneticisinin hayali iş başvurusunu puanlamalarını ve seçmelerini istemiş. Başvurulara rastgele kadın veya erkek isimleri atanmıştı, aslında başvurular tamamen aynıydı.Erkek ve kadın bilim fakültesi üyeleri erkek adayın kadın adaydan daha yetenekli olduğuna inandıkları sonucu ortaya çıkmış. Değerlendirenler ayrıca erkek aday için daha yüksek başlangıç maaşları önermiş.
Tüm bu araştırmalardan da gördüğümüz gibi mevcut işe alım süreçlerinde sadece etnik ayrımcılık değil; aynı zamanda cinsiyet ayrımcılığı da söz konusu ve tamamen önyargılara dayalı bir tutum izleniyor.
Peki vaka çalışmaları önyargının azaltılmasına nasıl yardımcı oluyor?
Vaka çalışmaları, adayların özgeçmişlerine bakarak bir uygunluk belirlemeye çalışmak yerine yetenek ölçümü üzerinden değerlendirilmesini sağlayarak önyargıyı azaltmaya yardımcı olabilir, ancak burada da insan önyargısını en aza indirmenin en etkili yolu, yapay zeka (AI) destekli bir yazılım kullanmaktır.
HR ekiplerinin bir açık pozisyon için yüzlerce başvuru aldığı düşünüldüğünde, her adayın başvurusunu dikkatlice değerlendirmek neredeyse imkansızdır, bu da birçok işe alım uzmanının, geçmişi kendi geçmişlerine ya da beklentilerine en yakın veya benzer görünen adayları seçmesine sebep olur.
Yapay zeka ise, tamamen analitik veriler kullanarak adayları işveren tercihleriyle eşleştirir ve sürece çok daha büyük verimlilik getirir. Yapay zeka algoritmaları, bir işe alım uzmanının bir adayı değerlendirmesi için gereken zamanda 10.000 adayı değerlendirmeye olanak tanır.
5. Yanlış İşe Alım Riskini Azaltır
Doğru çalışanı bulmanın zaman alan ve organizasyona maliyet getiren bir iş olduğu bilinen bir gerçek. Ancak, şaşırtıcı bir şekilde, yanlış kişiyi işe almanın maliyeti çok daha fazla. Kötü bir işe alımın maliyetini daha net görebilmek adına en çarpıcı istatistikleri inceleyelim:
- ABD Çalışma Bakanlığı,kötü bir işe alımın ilk yıl çalışanın gelirinin %30'una kadar maliyet getirdiğini öne sürüyor.
- SHRM - Society for Human Resource Management, kötü bir işe alımın toplam maliyetinin,işe alım sürecinin %30 ila %50'si arasında olabileceğini ifade ediyor.
- CareerBuilder’a göre ise şirketler,yanlış işe alımın maliyeti nedeniyle yılda ortalama 240,000 dolar kaybedebilirler.
- Robert Half tarafından yapılan bir çalışmaya göre,CFO'ların %34'ü, kötü işe alımların üretkenlik kaybına neden olduğunu itiraf ediyor. Aynı çalışma, yöneticilerin, performansı düşük olan çalışanları desteklemek için zamanlarının %17'sini harcamak zorunda kaldığını da ortaya koyuyor, bu da bir iş haftasında, neredeyse tam bir güne denk geliyor.
- CFO'ların %39'u, kötü işe alımların takım moralini olumsuz etkilediğini kabul ediyor. Takım moralinin düşük olduğu durumlarda, üretkenlik ve yaratıcılık da malesef düşük olur, bu da doğrudan bir şirketin genel başarısını etkileyebilir.
Kötü işe alım riskini azaltma konusunda da vaka çalışmaları, adayları rolle ilişkili teknik ve sosyal becerilerini test eden durumlara yerleştirerek değerlendirdiği için, en etkili yöntemlerden biri olarak öne çıkıyor. Aday uygunluğunu varsaymak veya yalnızca adayın özgeçmişine bakarak değerlendirmek yerine, bir vaka çalışması size rolde başarılı olacak en uygun kişinin kim olduğunu gösterecektir. Adaylara da rolden ne beklemeleri gerektiğini deneyimleteceği için; işe alım sonrası adayların yaşayabileceği iş şoku riski de en aza indirilmiş oluyor.